TOKİ KANUNU 18.02.2010

BAŞKAN - Sayın Altay, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

ENGİN Altay (Sinop) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz 455 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında görüşlerimi açıklamak üzere huzurlarınızdayım.

Bugün burada, bu çatı altında TOKİ'yi konuşuyoruz. Geçen hafta bu Mecliste CHP Zonguldak Milletvekili Arkadaşımız Ali Koçal "Memlekette hırsızlık yapılıyor, memleket soyuluyor." dediği zaman, AKP Grup Başkan Vekili "somut konuş" dedi, "belgeli konuş" dedi. Ben de şimdi bu ortamı fırsat bildim, çok somut, çok belgeli olarak Hükûmetinizin yetim hakkı yediğini, kul hakkı yediğini size ispat etmek için buradayım.

Değerli milletvekilleri, öncelikle şunun bilinmesi lazım ki TOKİ'nin niye doğrudan doğruya Başbakanlığa bağlı olduğu başlı başına düşündürücü bir iştir yani 70 milyonluk ülkenin Başbakanının bunca işi arasında TOKİ'yle bizzat meşgul olması başlı başına herkesin midesini bulandıran bir iştir.

Bakın, bu yolsuzluğu anlatmadan önce, TOKİ'yle ilgili arkadaşlarımız burada övgüler düzdüler, keşke ben de düzebilsem. Sinop'ta 297 konutluk bir hizmet yapıldı. Sözüm ona hizmet, bana göre tam bir garabet. Şimdi, Sinop TOKİ konutlarında hiçbiriniz çizmesiz bir evden, bir bloktan bir bloğa gidemezsiniz.

ABDÜLHADİ KAHYA (Hatay) - Doğru değil!

ENGİN Altay (Devamla) - Sinop TOKİ konutlarında şu anda orada yapılan okulun çatısı uçtu.

Sayın TOKİ Başkanı, bu çağda -milletin gecekondularını, evini su bastığı zaman işte eskiden yapıldı, şu oldu, bu oldu- sizin yaptığınız okulun çatısı nasıl uçar? Daha vahim bir şey söyleyeyim, alt katları, TOKİ konutlarının alt katlarını yağmur yağdığı zaman su basıyor. Çatlakları patlakları saymıyorum, bir utanç ve ibret manzarasıdır. Gidin, Sinop 297 konutluk TOKİ sahasını bir inceleyin Sayın Milletvekili.

Şimdi, bakın, TOKİ, Sinop, Boyabat, Yukarı Seyircek köyünde 49, Durağan, Ortaköy'de 25 adet afet evi yapacak, ihale yapıyor. Birinci ihale 2/12/2008'de. Ben bu iş için TOKİ Başkanını aradığımda bana bir bilgi notu göndermiş. Burada nedense bu 2/12/2008'deki ihaleden bahsetmiyor bile, diyor ki: "Şu tarihte bir ihale yapıldı, bir firma girdi." Olay şu, hırsızlık şu: 2/12/2008'de bir ihale yapılıyor. Muhammen bedel 6 trilyon 913 milyar lira. Bir firma 5 trilyon 200 milyar veriyor, bir firma 5 trilyon 700 milyar veriyor, "Biz bunu bu paraya yaparız." diyor. Hayır olmaz, ihale iptal. 2/7/2009'da bir ihale daha. Bir firma katılıyor, 4 trilyon 887 milyar veriyor.

Efendim, olmaz, vermiyoruz... Yapılacak iş afet evidir yani 6 ahır, 75 metrekare kalorifersiz köy evidir. Çıkardığınız maliyet, Sayın TOKİ Başkanı, 92 milyar. Bu evin metrekare maliyeti 650 liraya gelir. 450 liraya bu ülkede asansörlü, kaloriferli apartman dairesi yapmak mümkün. Şimdi, afet evinin maliyeti 37 milyar ve tanesi 92 milyara daha sonra davetle, ihalesiz olarak Bitlis'ten bir firmaya veriliyor.

Hani Başbakanınız diyor ya "O nere bu nere." Bitlis nere, Sinop nere... Sinop'ta bu ihaleyi vermediği, TOKİ'nin vermediği firmalardan bir tanesi, Sinop'un değil Türkiye'nin en önemli de firmalarından, Sinop'un çocuğu. Bu adam, Sinop Emniyet Müdürlüğünü yapmış, Türkiye'nin en güzide emniyet müdürlüğü hizmet binası, yanında poliseviyle beraber. Emniyet müdürlüğünü yapan firmaya "Sen bunu yapamazsın." diyorsun, neyi? 6 ahır, üstü konut köy evini.

Şimdi ben soruyorum Sayın Bakana da TOKİ Başkanına da: Siz bu Bitlisli firmaya Sinop'taki arkadaşların, Sinop'taki müteahhitlerin "4 trilyon 887 milyara yaparız." dediği işi 6 trilyon 800 milyara niye verdiniz? Aradaki 2 trilyon.
Sayın milletvekilleri, bu afet evleri de millete bedava verilmiyor, geri ödemeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Altay, konuşmanızı tamamlar mısınız?
Buyurun efendim.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Köylüden, benim Boyabatlı, Durağanlı köylümden de devlet parayı geri alacak.
4 trilyona yapana değil, ta Bitlis'ten Sinop'a 6 trilyon 800'e davetle iş veriliyor. Bunun adı hırsızlıktır, bunun adı eşkıyalıktır, bunun adı soygunculuktur. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)

Bu bir örnekti, bu kitapta böyle yüzlerce var. Kitabın adı: "AKP'nin müteahhitleri." Eksik. "AKP'nin müteahhitleri Türkiye'nin vampirleri" diye bu kitabın üçüncü basımında yazana önereceğim ve düzelttireceğim.

MEHMET NİL HIDIR (Muğla) - Ayıp, ayıp!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Silivri Cezaevi Türkiye'ye bir kere daha lazım olacak. Bu kitapta adı geçenlerin ve buna sebep olanların gideceği yerdir Silivri Cezaevi.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) - Nerede, nerede?

ENGİN ALTAY (Sinop) - Burada, burada... Emin, al, al bu belgedir.

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) - Sana yakışmıyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkanım...

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) - Onlar mahkeme ilamı mı?

MEHMET EMİN TUTAN (Bursa)
- Ayıp, ayıp!

ENGİN ALTAY (Sinop) - Yani içinize elveriyor mu ya? 2 trilyon... 2 trilyon hırsızlığı belgeliyorum ben burada. Ayıptır ya!

VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş)
- Mahkeme ilamı mı?

AKİF AKKUŞ (Mersin) - Arkadaşlar, hırsızlığı mı savunuyorsunuz? Çok ayıp ya!