Engin ALTAY'ın 2 ARALIK 2009 TARİHİNDEKİ TBMM GENEL KURULUNDA GÖRÜŞÜLENEN TÜRK-İTALYAN ORTAK ÜNİVERSİTESİ KURULMASI HAKKIDNAKİ ULUSLARARASI ANLAŞMA ÜZERİNDE YAPTIĞI KONUŞMA

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ  İLE İTALYA CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ  ARASINDA TÜRKİYE'DE BİR TÜRK- İTALYAN ÜNİVERSİTESİNİN KURULMASINA  DAİR ANLAŞMANIN ONAYLANMASININ  UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI

MADDE 1- (1) 12 Kasım 2008 tarihinde İzmir'de imzalanan, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye'de Bir Türk-İtalyan Üniversitesinin Kurulmasına Dair Anlaşma"nın onaylanması uygun bulunmuştur.

BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sinop Milletvekili Engin Altay.

Sayın Altay, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (Sinop) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bir uluslararası anlaşmada gördüğümüz bazı çekincelerden dolayı Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım.
Sayın milletvekilleri, biz, tabii ki ülkemizde eğitim alanında yapılacak her türlü girişimin yanındayız ve bunu her zaman destekleriz. Bunda bir tereddüt yok. Neticede, burada Meclisimizin çıkardığı her ne kadar adı kanun da olsa bir uluslararası anlaşmanın uygun bulunup bulunmayacağıyla ilgili bir tasarrufumuz söz konusu olacak. Ben her vesileyle, her zaman söylüyorum. Bu kuvvetler ayrılığı prensibini çok ihlal ediyoruz bu Mecliste zaman zaman. Yürütmenin icraatlarına elbette saygımız var ama yasama organı yürütmenin tasdik mercisi değildir.

Şimdi, deminden beri iktidar partisinin grup yöneticileriyle de orada istişare ediyoruz. Belli ki, aslında onların da bu anlaşmanın metniyle ilgili, yazım tekniğiyle ilgili kafaları karışık ama deniyor ki: "Efendim, bizim bu anlaşma üzerinde tadil yetkimiz yok. Onaylayıverelim gitsin." Sayın milletvekilleri, hiç böyle bir şey olur mu? Eğer Meclisimiz bu anlaşmayı, milletvekillerimiz bu anlaşmayı ulusal çıkarlarımız bakımından, mali çıkarlarımız bakımından yeterli bulmuyorsa, uygun görmüyorsa bunu onaylamamalıyız. Kaldı ki -biraz sonra belirteceğim- anlaşmanın 12'nci maddesi de buna imkân veriyor. Bir tadil fırsatı koymuş 12'nci madde. Bizim Hükûmetimiz, Hükûmetimizin sayın bakanları gittikleri yerlerde anlaşma yapsınlar, bir itirazımız yok ama bu anlaşmayı yaparken lütfen, bir kere şu yürürlükteki Anayasa'ya dikkat etsinler, bizim yürürlükteki kanunlarımıza bir dikkat etsinler, bir baksınlar, bir göz atsınlar. Yani göz göre göre de "Efendim, biz bu anlaşmayı yaparız, Meclis de onaylar." Bu, kabul edilebilir bir mantık değildir.

Altını çizerek söylüyorum: Biz üniversitenin kurulmasına karşı değiliz ama bu, bir kere ne olduğu belli olmayan bir üniversite. Bizim yürürlükteki mevzuatımız, Anayasamız, kanunlarımız iki tane üniversite modeli koymuş önümüze: Bir, devlet üniversitesi; bir de vakıf üniversitesi.

Ben, şimdi, sayın milletvekilleri, size soruyorum: Bu ne üniversitesi? Devlet üniversitesi mi, vakıf üniversitesi mi? Bir iktidar partisi sözcüsü gelsin, buna samimiyetle, inanarak bir cevap versin ama inanarak cevap versin.

BAŞKAN - Sayın Altay, beş-on saniyenizi rica edebilir miyim.

BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekilleri, Kosova Parlamentosundan bir milletvekili heyeti şu anda Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir. Kendilerine Meclisimiz adına hoş geldiniz diyoruz. (Alkışlar)
Buyurun efendim.

8. X Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İtalya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Türkiye'de Bir Türk-İtalyan Üniversitesinin Kurulmasına Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/672) (S. Sayısı: 416) ---- (Devam)

ENGİN Altay (Devamla) - Ben de Kosova'dan gelen parlamenter meslektaşlarıma hoş geldiniz diyorum.
Şimdi, bu önemli bir konu, ilk defa olan bir şey, yeni bir model. Hükûmet şu nezaketi gösteremez miydi? Çıkıp bir Hükûmetin temsilcisi burada -mümkünse Millî Eğitim Bakanı, değilse herhangi bir sayın bakan- bu konuda yüce Meclisi bilgilendiremez miydi? Bu yapılmamıştır. Yani Meclise Hükûmet hak ettiği saygıyı lütfen göstersin. Tarihte, cumhuriyet tarihimizde ilk defa bir şey getiriyorsunuz, hiç karşılaşmadığımız, görmediğimiz bir şey getiriyorsunuz ve "Hadi, bunu iki dakikada geçiriverin." Tekrar ediyorum, burası noter değil, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi.

Şimdi, Sayın Bakan dedi ki: "Bunun kuruluş ve teşkilat kanunu geriden gelecek." Şimdi, uluslararası anlaşmada, altına imza attığınız anlaşmaya aykırı bir kuruluş, teşkilat kanunu getirebilir misiniz? Getiremezsiniz.

Şimdi, gene Anayasa -geçen ben de atladım- 90'ıncı madde, hakikaten uluslararası anlaşmaları da Anayasa Mahkemesine getirmemize imkân vermiyor. Ee, siz diyorsunuz ya hep "yapıcı muhalefet, yapıcı muhalefet" alın size bir yapıcı muhalefet örneği sayın milletvekilleri. Biz diyoruz ki: "Gelin, bunu çekin. Anlaşmanın 12'nci maddesi de bir tadil imkânı veriyor. Biraz sonra söyleyeceğim çekinceleri, aleyhimize olan çekinceleri Sayın Bakan Ali Babacan düzeltsin, getirsin biz de memnuniyetle kabul oyu verelim." Ee, kötü mü söylüyoruz? Ha, "Yok, biz bunu getirdik, sayısal çoğunluğumuz da var, geçiririz gider." İşte, o zaman ulusal çıkarlarımıza aykırı iş yapmış olursunuz, milletvekili yemininize de sadık kalmamış olursunuz. Benim söylediğim budur.
Bakın, şimdi çekinceler. Çekince girişten başlıyor.

1) Gerekçede, "İtalyanca eğitim verecek bir üniversite" yazmışsınız, ama anlaşmada "Türkçe ve İtalyanca" diyor.

2) 3'üncü maddede, senatolara fakülte sayısını ve isimlerini değiştirme yetkisi veriyorsunuz. Yani anlaşmada diyorum, imzaladığınız anlaşmada. Fakültelerin nasıl kurulacağı Türkiye'de bellidir.
Şimdi, kabul edilecek öğrencilerle ilgili bir hüküm, 6'ncı maddede diyor ki anlaşma: Yüzde 50'sini -yani yarısını- ÖSYM'nin ÖSS üzerinden yerleştireceği öğrencilerden alacağız, öbür yarısını da İtalyan liselerinden ve ek yabancı dil olarak İtalyanca almış öğrencilerden ÖSS'den alacakları düşük bir taban puan sonrasında yapacağımız özel bir sınavla alacağız. Bu bir ayrıcalıktır, eşitlik ilkesine de... Çok makul, mantıklı değildir bu. Kaç tane İtalyan lisesi var Türkiye'de? Bilen var mı?

NECAT BİRİNCİ (İstanbul) - Bir tane.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir tane İtalyan lisesi için şimdi üniversite mi yapıyorsunuz? Böyle şey olur mu? Yani, İtalya'daki meslektaşıyla, Berlusconi'yle Sayın Başbakanın çok özel ailevi dostluğundan dolayı, hatıra binaen bir üniversite mi kuruluyor burada? Böyle bir şey olabilir mi? Parlamento, Türkiye Büyük Millet Meclisi -her vesileyle, Meclis Başkanlarımız "Bu gazi Meclis..." diye başlar 1 Ekimde- böyle bir şey yapabilir mi sayın milletvekilleri? Bir eğitimci olarak ben bunu yanlış görmesem, çıkıp burada buna karşı olabilir miyim? Rica ederim. Biraz aklıselim rica ediyorum. Biraz, hakikaten söylüyorum, ettiğimiz yemine sadakat rica ediyorum. Çok şey mi istiyorum? Şimdi, bu yanlış.

Bakın, 7'nci maddede Türk tarafının katkıları yazılmış ve bütün arsası, taşınmazı, altyapı masraflarını üstleniyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin tahsis edeceği bir bütçe öngörüyoruz. Böyle bir şey var mı? Yani, Türkiye Büyük Millet Meclisi merkezî bütçeyi onaylar ya da onaylamaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk defa bir üniversiteye bütçe tahsis edecek. Bunun bana mantığını kim... Diyeceksiniz ki şimdi, efendim yazım tekniği bakımından öyle olmuştur, bu aslında merkezî yönetim bütçesinden olur. İyi ya, biz de onu söylüyoruz zaten. Yazım tekniği de yanlış olmayan bir uluslararası anlaşmayı onaylamış olalım biz.

Bakın, İtalyan Hükûmetine getirilen yükleri, isterseniz size okuyayım da belki o zaman sağduyu galip gelir.
"İtalyan üniversitelerinin onayını müteakiben, dersleri verecek olan öğretim personelinin teminiyle bahse konu personelin yol giderleri ile ücretlerindeki olası farklılıkları." Yani, İtalya'dan gelecek hocaların yol giderlerini ve ücretlerini de biz vereceğiz de adam, oradan, beğenmezse, Venedik'teki, Roma'daki hoca "Bu bana yetmez." derse, ek farkı İtalya verecek. "Mali kaynakların ışığında didaktik ve bilimsel araçlar gereçleri temin edecek." Bir de "5. maddede yer alan Komitenin İtalyan üyelerinin seyahat masraflarını." 5'inci maddede, İtalya'dan 5 kişi, Türkiye'den 5 kişi bu üniversitesinin yürütme komitesi olacak... Yani, lütfetmişler, bu üniversite komitesinin İtalyan üyelerinin yol masraflarını da İtalyan hükûmeti üstleniverecek. Yani, lütfetmişler! Hesabı ödedikten sonra biz bahşişi de öderiz.

K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Üstü kalsın!

ENGİN ALTAY (Devamla) - Ne gerek var yani onu da buradan çıkaralım!
Şimdi, sayın milletvekilleri, şekil bu, manzara bu. Daha farklı, arkadaşlarımızın da söylediği çekinceler var. Bakın, şimdi ben size 12'inci maddeyi okuyayım, Anlaşma'dan: "İşbu Anlaşma süresiz olup, her an için diplomatik yollar ile tadil edilebilir veya feshedilebilir." 12'nci madde, Anlaşma. Ben diyorum ki: Feshetmeyelim, tadil edelim. Büyükelçilikler nezdinde devreye girilsin, yenilensin, tanzim edilsin. Bakanlar sık sık buluşuyor, Başbakanlar sık sık buluşuyor, bu yeni şekline göre, ulusal çıkarlarımızla eşitliği muhafaza ederek bunu düzeltelim.

Biraz önce bir sayın milletvekilim söyledi. Bakın, Türkiye'de kaç İtalyan lisesi var? Bir "bir" dendi, bir "iki" dendi. Gelin, bunu İtalya'da kuralım yani Türkiye daha kazançlı çıkar. Bir sürü Türk öğrencimiz orada da okuyabilir, oradaki Türk çocukları okuyabilir, daha çok gelişir, eder, şudur, budur, daha iyi bilim üretirler, İtalyan kültürü alınır, verilir. "Biz burada kuracağız..."
Ben bu Anlaşma'nın -tekrar altını çizerek söyleyeyim- çok, ulusal çıkarlarımıza uygun olduğunu düşünmüyorum, yanlış buluyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Altay, buyurun. Konuşmanızı tamamlayınız efendim.

ENGİN ALTAY (Devamla)
- Anlaşma'nın girişinden itibaren, eşit temsilden başlıyor ama sadece temsilî eşit, külfeti tamamen bize ait ve Anayasa'nın "eşitlik" ilkesine aykırı, insanlarımızın bu üniversiteye girişiyle ilgili çok istisna bir gruba çok özel ayrıcalık tanınacak ve âdeta üniversite diploması temin edilecek, pazarlanacak bir müesseseye benzetiyorum, bu üniversiteyi ve bu sebeple doğru bulmuyorum, yanlıştır, Anayasa'ya aykırılık bakımından tartışmalıdır, bizim de Anayasa Mahkemesine gitme şansımız yoktur.
Tekrar vicdanınıza sesleniyorum, tekrar ettiğiniz yemini anımsatıyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)