UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE ARAŞTIRMA ÖNERGESİ

12 şubat 2008

 

Şimdi önerge sahiplerine söz vereceğim. İlk söz Sinop Milletvekili Engin Altay'a aittir.

Buyurun Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar)

Süreniz on dakika Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; İzmir Milletvekilimiz Ahmet Ersin'in birinci imzasıyla verdiğimiz uyuşturucu kaçakçılığı ve üretiminin tespiti ile uyuşturucu kullanımındaki artışın sebeplerinin araştırılarak alınması gereken tedbirlerin, önlemlerin belirlenmesi amacıyla verdiğimiz meclis araştırması üzerinde söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; malumunuz olduğu üzere, benzer konuda, aynı konuda Sayın Ateş'in, Sayın Sarıçam'ın, Sayın Ünüvar'ın, Sayın İncekara'nın, Sayın Kiler'in ve Sayın Özdemir'in ve arkadaşlarının verdiği meclis araştırma önergeleri vardır.

Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan bir incelemedir. Elbette ki, bizim böyle bir araştırma istememizin sebebi, konunun çok vahim ve artık, bir an önce, bir dakika bile beklemeden çözüm bulunması gereken bir konu hâline dönüşmesidir. Elbette, Hükûmet, yani icra organı işini doğru yapsa, bizim Mecliste böyle bir önerge vermemize -bizim ve diğer arkadaşların- iktidar partisine mensup milletvekili arkadaşlarımızın da böyle bir önerge vermesine gerek kalmaz.

Bir parlamentoda, muhalefet Meclis araştırması önergesi verebilir. Muhalefet partileri verebilir. İktidar partisine mensup milletvekilleri de böylesine hassas bir konuda Meclis araştırması önergesi veriyorsa, burada Hükûmetin düşünmesi lazım. Hükûmetin konuya daha fazla kayıtsız kalmaması lazım.

Sayın milletvekilleri, bunu şunun için de söylüyorum: Meclis araştırma müessesesini çok iyi, doğru kullanmamız lazım. Biraz önce gündeme baktım, Meclisimizin gündeminde yüz üç tane Meclis araştırma önergesi var. Bu önergelerin hepsi iyi niyetle verilmiş önergelerdir, hepsi de yurdun belli bölgelerinde ya da tümünde belli temel sorunlara yöneliktir, ama bu Meclis araştırma komisyonunun, yani bu müessesenin çalışmaları sadece milletvekillerimizin mesaisini tüketecekse, milletin parasını tüketecekse çok da gereği yoktur.

Bir örnek vereyim ben size. Geçen dönem, Meclisimiz, 14 Aralık 2006'da, çocuklarda ve gençlerde artan şiddet eğilimi ve okullardaki olayların araştırılmasıyla ilgili bir komisyon kurdu. Komisyon çalıştı, görevini tamamladı -emeği geçen arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz- yanlış hatırlamıyorsam 400 sayfalık da bir rapor yayınlandı. O zaman da söylemiştim, raporun "meli", "malı" "lar"la dolu bir sonuç bölümü vardı, ama çok değerli bulgular da vardı, veriler de vardı.

Şimdi, ben, Hükûmete soruyorum: Bu raporla ilgili, geçen dönem verilen, bu Meclisin yaptığı, kurduğu bir araştırma komisyonuyla ortaya çıkarılan, çocuklarda ve gençlerde şiddet, okullardaki olayların araştırılmasıyla ilgili kurulan komisyon raporu üzerinde -bakanlar, hemen hemen aynı bakanlar- Hükûmetin bir paragraflık bir icraatı olmuş mudur? Bir paragraflık bir genelgesi olduğundan şüphe ediyorum. Böyle Hükûmet olur mu? Meclisi niye o zaman bu komisyonlarla meşgul ediyoruz? Rapor, dediğim gibi, 29 Mayıs'ta görüşüldü ve rafa kaldırıldı.

Bunu şunun için söylüyorum sayın milletvekilleri: Bu, uyuşturucuyla ilgili Parlamentomuzun duyarlılığı her türlü takdire şayandır. Ama, burada kabul edileceği de görülen, bütün partilerin ittifakıyla kurulmasının kabul edileceği görülen araştırma komisyonu raporunun akıbetinin de geçen dönem çocuklarda ve gençlerde artan şiddet olaylarını araştıran Komisyonun raporuna dönüşmemesini, şimdiden bir ön temenni olarak yüce heyetinizin takdirine sunuyorum.

Şimdi, özetle, Meclis araştırma komisyonları Hükûmet tarafından ciddiye alınmalıdır. Gerekiyorsa, araştırma komisyonu raporunun akabinde, bir Meclis soruşturma komisyonu kurulabilmelidir. İktidar partisinin buna da hazır olması lazım. tabii, Meclis soruşturma komisyonu ve Meclis araştırma komisyonu çok ayrı şeydir. Birisinde, biraz önce söylediğim gibi, bilgi edinmek için bir inceleme yaparsınız. Birisinde soruşturacağız, nereye kadar giderse oraya kadar soruşturacağız. İşte, Hükûmetin bu cesareti göstereceğini de şimdi deklare etmesi lazım.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'yi ben Ankara'nın Kızılay Meydanı'na benzetirim. Dünyada coğrafi konum olarak Türkiye'nin konumu ile Ankara özelinde Kızılay Meydanı konumunun hiçbir farkı yoktur. Ankara'daki herkes Kızılay'dan geçer. Ankara'daki mal, hizmet, hemen hemen her şey Kızılay'dan geçer. Şimdi, dünyada da böyle. Dünyadaki bütün trafik Türkiye'den geçmek zorunda. Böyle, dünyanın merkezinde, coğrafi olarak çok odak noktasındayız ve bütün resmî yöneticilerimizin, resmî kaynakların itiraf ettiği gibi de Türkiye, dünya uyuşturucu trafiğinin dört yol ağzıdır, bir

35


kavşaktır. Türkiye'nin coğrafi konumunu ben Allah'ın bir nimeti gibi görürüm, ama, maalesef, bazen böyle olumsuz yanları da var.

Emniyet teşkilatımıza, Jandarma teşkilatımıza küçük aksamaları bir kenara koyarsak, ufak tefek lokal şeyleri, ihmalleri bir tarafa bırakırsak, genel olarak teşekkür ediyoruz. Görevlerini yapıyorlar, çalışıyorlar hem de büyük bir gayretle çalışıyorlar.

Şimdi, benim sorduğum şu: Tabii, emniyet ve jandarma da aslında Hükûmete bağlı. Ama mesele sırf adli ya da askerî, polisiye çözümlerle çözülemeyecek kadar önemlidir. Hükûmet bu konuda ne yapıyor bu önemli.

Şimdi, ne yapıyor? Bakın, ben size buradan iki istatistik göstermek istiyorum. Bunlar, resmî istatistiklerdir sayın milletvekilleri. Şöyle bir tablo var, görebilirsiniz. -Parlamentomuz bugün kalabalık değil. Anayasa değişikliğinde çok kalabalıktınız.- Bakın, 2002'de Türkiye'de 75.825 extacy yakalanmış. Bilin ki, yakalanan kadar da yakalanmayan, içilen vardır; bu böyledir hep. 2006'da 75 bin adet extacy 1 milyon 200 bine çıkmış. 2006'da da 1 milyon 200 bin tane de yakalanmayan vardır.

MEHMET EMİN EKMEN (Batman) - Bu mantık nasıl bir mantık?

ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, gelir buradan sen alternatifini söylersin.

Şimdi, ben buradan jandarmaya, emniyete teşekkür ederim. Ama Hükûmete de sorarım "Sayın Bakan, bu grafiği nasıl açıklayacaksınız?" diye. Bunu Hükûmetin açıklaması lazım.

Şimdi, bakın, kokain, 2002'de -göstereyim buradan- 7 kilo, 2006'da 76 kilo. Emniyete ve jandarmaya teşekkür ediyoruz. Bu rakam artışı, bilin ki, 76 kilo da yakalanmadan geçen ya da kullanılan var.

Yapılan araştırmalar -zamanımız az- Türkiye'de çocuklar, gençler dahil toplumun bütün kesimlerinde çok ciddi bir uyuşturucu tüketiminin süratle ve hızla yayıldığını, yaygınlaştığını ve toplumun bütün ekonomik kesimlerini... Ee, bir dönem "Bu, zengin eğlencesi" denilen şeyler, şimdi aşağılarda. Kimisi kokain çekiyor, köprünün altındaki çocuk da tiner çekiyor. Tablo vahimdir. Ama, ee işte, bu konuda tekrar altını çizerek söylüyorum, Hükûmetin bu son dört beş yıldaki uyuşturucu trafiğinin artmasında, uyguladığı sosyoekonomik politikaların ve Hükûmetin eğitim sistemimize bakışının, bu artışın temel faktörü olduğunu ben düşünüyorum. Ben öyle düşünüyorum. Bu büyük bir vebaldir, büyük bir günahtır, büyük bir ayıptır.

Bakın, TÜİK bir araştırma yapmış 26.900 öğrenci üzerinde -TÜİK resmî bir kuruluşumuz-: Sigara yüzde 16, alkol yüzde 16, uyuşturucu yüzde 3. Sayın milletvekilleri, bu araştırmalar, minik yavrularımızı gönderdiğimiz okullarda yapılan araştırmalar. Uyuşturucu yüzde 3, sigara yüzde 16, alkol yüzde 16: Çocuklarımızın neredeyse beşte 1'i gitmiş. Bu vahim bir durumdur.

Okullarda şiddeti, geçen biz müteaddit defalar gündeme getirdik, Meclisimiz bu konuya duyarlı olmadı. Şimdi, büyük bir mutlulukla görüyorum ki, Meclisimiz sanıyorum bu konuda gerekli hassasiyet ve duyarlılığı gösteriyor, gösterecek. Hükûmetten de karşılığını beklemek bizim görevimizdir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; madde kullanımı, yıkıcı etkileriyle bireyin seçtiği nesne karşısında köleleşmesidir. Mesela ben bir sigara tiryakisiyim. Kimseye de tavsiye etmiyorum, her vesileyle söylüyorum. Büyük bir bırakma azim ve kararlılığı da içindeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ama bu konuda Millî Eğitim Bakanlığımızın çok ciddi bir gayret, çaba, program içinde olması lazım. Yani göstermelik şeylerle, okula bir tane polis dikerek falan bu işler olmaz. Bu konuda Millî Eğitim Bakanlığımızın çok ciddi, yoğun bir gayret içinde olması lazım.

Bakın, Anayasa'nın 58'inci maddesi, çocuklarımızın ve gençlerimizin uyuşturucudan ve bütün kötü alışkanlıklardan korunmasını devlete bir ödev olarak yüklemiştir. Şimdi buradan Hükûmete soruyoruz, Başbakana soruyoruz. Anayasa'nın 10'uncu, 42'nci maddeleri üzerinde dolaşarak Türkiye'yi bir kaos ortamına sürükleyeceğine, 58'inci maddeyle sana verilmiş görevleri yapsana Sayın Hükûmet! Senin asıl işin bu. 58'inci maddeyle ilgili görevlerini yap, ondan sonra gel buraya, karşımıza yüzlü yüzlü çık, biz de seni takdir edelim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; çocuklarımızın muhtaç olduğu kudretin dolaştığı asil kanının uyuşturucuyla zehirlenmesine Hükûmet daha fazla seyirci kalmamalı. Bu önergeyi destekleyeceğiz. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Altay.