|
Kültür Bakanlığı Bütçe Kanunu
2008 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2006 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına ilk söz Sinop Milletvekili Sayın Engin Altay'a aittir. Buyurun Sayın Altay. (CHP sıralarından alkışlar) Süreniz dokuz dakika Sayın Altay. CHP GRUBU ADINA ENGİN ALTAY (Sinop) - Çok teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. 2008 merkezî yönetim bütçesinin hayırlı olmasını temenni ederek sözlerime başlıyorum. Konumuz Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi malum, öncelikle bir duygumu dile getirmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta sonu Berlin'de kaybettiğimiz, İstanbul ve Ankara Operalarımızın kurucusu Aydın Gün'ü burada rahmetle anmayı, sanata ve kültüre karşı bir sorumluluk sayıyorum. Gene, dün gece çok elim bir trafik kazasında, dünyaya mal olmuş, devlet sanatçısı unvanını almış heykeltıraş Prof. Dr. Tankut Öktem'i de elim bir trafik kazasında kaybettik, kendisine Tanrı'dan rahmet diliyorum. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığının bütçesi, malum, 826 milyon YTL. 2008'de dakikada 106 bin YTL faiz ödeyeceğimiz düşünüldüğünde, Sayın Bakanın bütçesi, on üç saatlik faiz parası kadar bir bütçedir. Bu bütçeyle, çok temel sorunları olan Bakanlığın 2008 icraatlarının çok olumlu olacağını düşünmek, takdir edersiniz ki mümkün değil.
Gene, genel bütçe içindeki yatırım payı bakımından da, AKP'nin devraldığı dönem itibarıyla 1,53 olan Kültür ve Turizm Bakanlığı oranı, bugün geldiğimiz noktada 0,92'ye kadar, yani hemen hemen yarı yarıya azalmıştır. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; turizm sektörü 21'inci yüzyılın yükselen yıldızıdır ve tüm dünyada 800 milyar dolarlık bir pastadan söz ediyoruz ve buraya baktığımızda, Türkiye'nin dünya turizm pastasından aldığı pay da, devraldığınız Türkiye'yle bugün getirdiğiniz Türkiye bakımından sizin kaynaklarınızla mukayese ettiğimizde ciddi bir düşüş içindedir. 2002'de dünya turizm pastasından yüzde 2,5 pay alan Türkiye, 2006'da 2,3'e gerilemiştir. Şimdi, devlette devamlılık esastır. Bunun hesabını Kültür ve Turizm Bakanına sormayacak da bu Meclis, bana mı soracak? Pasta küçülmüş. İspanya artmış, İtalya artmış. Bugün hep baz alınır İspanya. Adamların 51 milyar dolar turizm pastasından gelirleri var, on altıda 1 neredeyse. Bu konuda Bakanlığın ve Hükûmetin daha ciddi bir gayret içinde olması lazım. Ama bütçe rakamlarına baktığımızda, Hükûmetin turizm ve kültür meselesiyle çok meşgul olmadığını da görüyoruz. Bakanlık sorunlar yumağına dönüşmüş. Öyle ki, bir bakanlıkta verim almanın bir yolu, personelin hak ve hukukunu, özlük haklarını gidermekten, düzeltmekten geçer. Kültür Turizm Bakanlığı, personeli ek ödeme almayan üç bakanlıktan biri. Bu personeliniz, sanıyorum, bunu, diğer bakanlıkların personelinin hak ettiği kadar hak ediyor. Ama, nedense, bu uzun zamandan beri göz ardı edilmiş bir konudur.
Sayın Bakan, kültür ve turizm işi çok ciddi bir iştir. Niteliksiz, ehliyetsiz kişiler, uzman olmayan üst yönetim kademeleriyle, ülkenin kültür ve turizm meselesinde bir adım yol alamazsınız. Bakın bir örnek vereyim: Bir kültür müdürü, bir ilimizin kültür müdürü, değerli arkadaşlar, izinsiz fotoğraf kullanıyor. Yani, ilin kültürünü emanet ettiğimiz kültür müdürü, "telif hakları, sanata, sanatçıya saygı" diye dünya kıyamet koparırken, ilinin müdürlüğünde bir kitapçık, broşür basıyor ve korsan fotoğraf kullanıyor, bu yüzden mahkemede ceza alıyor -Sayın Bakanın memleketidir bu il, Ordu ilidir- ceza almış bir kültür müdürüyle Sayın Bakan çalışmaya devam ediyor. Gücü yetiyor, yetmiyor, bilmem. Gene Sayın Bakandan önce olmakla birlikte, Türkiye'de hastane morglarındaki imamların il kültür müdür yardımcısı olduğunu Türkiye biliyor. Kültür işi, bu kadar hafife alınarak, sonra da burada tumturaklı kitaplar hazırlayarak çözülebilecek bir iş değildir değerli milletvekilleri.
Şimdi, Kültür Bakanlığı sanatçıları gene uzun zamandan beri üvey evlat muamelesi görüyor. Şimdi getireceğiniz Sosyal Güvenlik Yasası'yla, birçok kesimde olduğu gibi, Kültür Bakanlığı sanatçılarının da yıpranma haklarını gasp edeceksiniz. Sayın Bakan, sizden önce üç yüz kütüphane belediyelere devredildi. Sonra basında da çıktı. Bir belediyemiz kütüphanedeki kitapları bir Kuran kursunun deposuna kaldırmış, binayı başka amaçla kullanıyor. Kütüphaneler size artık yük mü geliyor? Bu konuda bir girişim düşünmüyor musunuz?
Gene, Sayın Bakan, geçende bizzat ben sitenizden okudum: "Belediyelere kötü haber. Kültür Bakanlığı artık belediyelere festival yardımı yapmayacak, yaparsa da turizm merkezi olan yerlere yapacak." Yani, 5 bin nüfuslu, 10 bin nüfuslu küçük beldelerdeki insanların sanattan ve kültürden yararlanma hakları yok mu? Anayasa'nın 64'üncü maddesini okuyarak zaman kaybetmek istemiyorum. Anayasa'nın 42'nci maddesindeki eğitim hakkı kadar bu kültür ve sanat hakkı yurttaşlarımıza Anayasaca tanınmış bir haktır.
Efendim, işte, sarkıcı gidiyormuş da ilçede şarkı söylüyormuş. Bu memlekette Fazıl Say gibi dünyaya mal olmuş bir sanat adamı 3 bin nüfuslu, 4 bin nüfuslu ilçelere gidip etkinliklerde bulunmuştur, konserler vermiştir. Türkiye'nin belli yerleşkelerini küçümseyerek bir yere varmak mümkün müdür? Eş, yandaş basın kuruluşlarına filimler ve belgeseller hazırlatılıyor. Müzelerde özel güvenlik çalıştırılması Bakanlığınızın yönetim birimlerinde hâlâ tartışılıyor ve kaygıyla izleniyor ve hâlâ bir kültür politikamız yok. Daha önce, ben, geçen dönemde, Millî Eğitim bakanları da gelir gider hepsi "bir iz bırakacağım" der genellikle yara bırakırlar diye söylemiştim. Kültür Bakanlığının geldiği durum da aynıdır. Devletin bir kültür politikası olur. Bakandan bakana kültür politikası değişir mi? Bu bakanlık evlenme-boşanma bakanlığı. Otuz yılda üç defa ayrılmış-birleşmiş bir Bakanlıktan söz ediyoruz. Geçen dönem burada ben, Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığını birleştirirken dedim ki, bir bardağa biraz su biraz da zeytinyağı koyuyorsunuz karıştırıyorsunuz. Karışmaz, sürekli çalkalamanız lazım. Şimdi Bakanlık da sürekli çalkalanma içinde. Başka türlü su ayrışır, zeytinyağı ayrışır.
Şimdi, Devlet Tiyatroları, Halk Danslara Topluluğu, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Opera ve Balesi Sayın Bakan size yük mü geliyor? Bunlar sizin Bakanlığınızın en temel, en asli kurumlarıdır. Ama, aldığımız bilgiler, sağlam kaynaklardan aldığımız bilgiler, bu kurumları bir an önce sırtınızdan atmak gayreti, arzusu içinde olduğunuzu bize düşündürüyor. O zaman, yani bunları da özelleştirirseniz, size de ihtiyaç kalmaz. Şimdi, devlet tiyatrolarını, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını, Etibank gibi, Sümerbank gibi düşünebilir misiniz? Bunlar KİT midir? Bunlar, Anayasa'yla güvence altına alınmış, vatandaşların kültür ve sanat hakkına en maksimum düzeyde ulaşmalarını sağlamak amacıyla kurulmuş tesislerdir. Sayın Bakan, bu konuda, bu şiddetli özelleştirme arzunuzdan bir an önce vazgeçeceğinizi umuyorum.
Ören yerlere, tarihî mirasımıza da çok lakayt kalmakta Bakanlık. Türkiye'nin başka bir Aspendos'u var mıdır sayın milletvekilleri? Biz, geçen dönem, Sayın Atilla Koç'la Hindistan'a gittik. Biz Tac Mahal'e girerken galoş değil ayakkabımızı çıkarttırdılar bize yıpranıyor diye. Şimdi, Aspendos'ta önüne gelen bilmem kaç bin volümlük, kaç bin vatlık amfilerle konser veriyor. Bakanlık bunu seyrediyor. Böyle bir şey olabilir mi sayın milletvekilleri? Bu bir katliamdır ve işin başındaki Bakan bu konuda suçludur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAŞKAN - Sayın Altay, lütfen konuşmanızı tamamlar mısınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. E, tabii, bir bakanlığın bütçesini dokuz dakikaya sığdırmaya kalkarsanız, hiçbir şey yapamazsınız. Bu, rezalet, "Türkiye Resimleri" diye bir proje. Kızdığınızı biliyorum. Abuzittin Anıtkabir'de, Abuzittin Ulus'ta, şurada burada... Yani, Abuzittin de bir isim tabii. E, ama, olur mu? Bu işle ilgili bir işlem yaptınız mı Sayın Bakan? Bu kadar sulandırılmış bir turizm kültür olayı olabilir mi? Bu konuyla ilgili ne yaptığınızı da çok merak ediyorum ve gene şunu merak ediyorum Sayın Bakan buradan söylemelisiniz: 16/10/2006 tarih ve 168862 sayılı olurla bir adet eseri Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü envanterden düşürmüştür. Bu nedir Sayın Bakan? Tarihini veriyorum, numarasını veriyorum. Envanterden düşen eser nedir? Envanterden bunu düşüren Genel Müdürü görevden aldığınızı biliyoruz. Yerine Yüksek İslam Enstitüsü mezunu birini atıyorsunuz.
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Aferin Bakana.
ENGİN ALTAY (Devamla) - YÖK'e söyleyelim de birkaç ilahiyat fakültesi daha açalım, yetmiyor çünkü. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Yetmiyor, bütün bürokratları Yüksek İslam Enstitüsü mezunu edince eleman kalmadı. Sayın Bakan, bu bütçeyle Türk kültürüne de Türk turizmine de katacağınız hiçbir şey yoktur. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
|
|